Pazartesi, Haziran 19, 2006

COOL KADIN

Luke Fisher reporting from Kent (United Kingdom)source: Belgovision - photo: oikotimes resources

Ajda Pekkan who is known to be the 'Superstar' of Turkey, has just released her brand new album ''Cool Kadin'' (Cool Woman). The album has 11 new tracks and a remix version, including the hit of the same name, a funky disco hit ''Amazon'', and the famous aria ''Spente le Stelle'' (which was previously recorded by Emma Shapplin) in Italian. Tuba Önal (Tukey 1999) and Özge Fiskin (Sertab's brunette backing singer in 2003) are another highlights on the album, their names appearing on the credits as backing vocalits.
Since the word ''Superstar'' is dedicated to Ajda in Turkey, this year's Turkish representative Sibel Tüzün said during an interview that when it was clear that her song was going be titled ''Superstar'', she called Ajda, and asked her opinion on the matter- receiving Ajda's total and embraced support.
Ajda is familiar to Eurovision scene as she has represented Turkey with the song "Petr'Oil" in 1980, which finished 15th with 23 points. Although this was not a sparkling result, the song still remains a big hit in Turkey. The pop icon has been singing professionally since 1962 and she still tours around Turkey and Europe with many sold-out concerts. Her discography features many number one songs in 8 languages, and her albums and singles sell more than 10 million copied in 14 countries.

Çarşamba, Haziran 14, 2006

Sezen’le can dost olduk

Yeni albümünü bugün piyasaya çıkaran Ajda Pekkan, çalışmadaki beş şarkıda imzası bulunan Sezen Aksu'ya övgüler yağdırdı. Pekkan, "Sezen ile can dost olduk. Bize içeriği daha ağırlıklı olan sözler gerek. Daha felsefi, insanlara mesaj veren sözler okumalıyız. Sezen'le işte bunu yakaladık. Çünkü o hayatı benim penceremden çok güzel görüyor" dedi. Yeni albümünü bugün piyasaya çıkaran Ajda Pekkan, albümdeki beş şarkıda imzası bulunan Sezen Aksu için, "Sezen ile can dost olduk. Bize içeriği daha ağırlıklı olan sözler gerek. Daha felsefi, insanlara mesaj veren sözler okumalıyız. Sezen ile bunu yakaladık. Çünkü o hayatı benim penceremden çok güzel görüyor" diyor. Ajda Pekkan renkleri Sezen’le can dost olduk. Ve bu dostluğumuzu müzikle paylaşmaya karar verdik. Bize içeriği daha ağırlıklı olan sözler gerek. Sezen inanılmaz güzel görüyor. Sonuç olarak çok enerjik bir albüm yaptık. Bu albümün içinde rock’tan R&B’ye ne ararsanız var. Club müzik dahi var. Eskiden Ajda Pekkan denildiği zaman güzel bir kolaj olurdu. O albümün bir mozaiği olurdu. Sonra bir takım denemeler yaptık, benim de basiretim bağlandı o büyü bozuldu. Bu başarıda tabii ki ekipte çok önemli. O dönemler bir ekibim yoktu. Mesela şu an sahip olduğum ekipte hep beraber karar veriyoruz. Ben tek başıma karar vermiyorum. İşte bu albüm Ajda Pekkan renklerinde oldu. Biraz da bu albüm genç şarkıcılara, genç bestecilere bir ayna olacak, ışık tutacak. Yeni bir tarz denedik Ben üç yıl önce albüm çalışmasına başlamıştım ama bütün çalışmalarımı çöpe attım. Yani her şeyi sıfırladım. Ekim ayından itibaren Sezen Aksu, Yaşar Gaga ile birlikte yeniden çalışmaya başladık. Bir aile çalışması yaşadık. Arabesk-rock her türden söylüyorum. Çok zengin bir albüm. Aşksız bir şey olmaz. Sevmeden hiçbir şarkıyı söyleyemem ben. O yüzden ben bütün şarkılarımı çok seviyorum. Ajda Pekkan’a yetişememiş genç kuşak bu albümde tarzlarına uygun çok güzel şarkılar bulacak. Öyle düşünüyorum. Bu albüm içimdeki çocuk, içimdeki enerji ile çok güzel örtüştü. Dans ettiğimi göstereceğim Bundan böyle sahneye güzel koreografiler ile çıkmayı düşünüyorum. Ben çok enerjiğim sahnede. Dolayısıyla bu kadar enerjiyle şarkı söylerken, yorumlarken dans etmek zor olmuyor. O yüzden de konserlerime koreografi koymayı tercih ediyorum. Aslında dansın en iyisini yaparım ama hepsini birden yapamıyorum yani. Albüm çıktıktan sonra yapılacak konserlerden bir tanesine dans koreografisi koymak istiyorum. Bunu yapmak istiyorum. Çünkü insanlara bir kerecik Ajda Pekkan’ın nasıl dans ettiğini göstermek istiyorum. Bunu arkamda dansçılar, muhteşem bir koreografi ile yapacağım. O zaman benim dansa, müziğe olan aşkımı herkes görecek. Belki de bunu klipte de yaparım... Ama mutlaka yapacağım. Arabesk de söyledi Ajda Pekkan’ın üzerinde titizlikle çalıştığı "Ben Aslında O Gördüğün Cool Kadın Değildim" adlı albümü bugün müzikmarketlerdeki yerini alıyor. "Kendimle, hayatla, müzikle, sevenlerimle hesaplaştığım bir albüm oldu" diyen Pekkan’ın albümünde, iki de cover şarkıyla birlikte toplam 12 esere yer verildi. Fikret Şeneş, Sezen Aksu, Orhan Gencebay, Zülfü Livaneli, Tuna Kiremitçi, Bülent Özdemir, C. Malgiaglio/G.P Felisatt ve Capdevielle/Jean Patrick Gaston Andreca’nın söz ve bestelerinden oluşan albümün çıkış şarkısı Sezen Aksu’ya ait "Cool Kadın"... Aksu, bu eser de dahil olmak üzere toplam dört şarkı sözü ve bir de söz ve beste ile çalışmaya imzasını attı. Zülfü Livaneli’den "Sevdalı Başım" adlı şarkıyı okuyan Pekkan, "Lale Devri"nin bestecisi Bülent Özdemir’den de iki beste aldı. Sema DENKER Kelebek 14 Haziran 2006

Perşembe, Haziran 08, 2006

"Süper mi Süper"

Murathan Mungan, bir röportaj esnasında, “Türkiye’de bir türlü bitmeyen iki tâdilat var, biri benim evinki, diğeri Ajda Pekkan’ınki!” demişti. Gerçekten de Ajda Pekkan, ”estetik operasyon” ifadesinin cümle içinde kullanılmasına özne ya da nesne olarak katkıda bulunabilecek kadar fazla uğraşmıştır görüntüsüyle. Sürekli “imaj” değiştirmesi bir yana, Lokman Hekim’in Misis çayına düşürdüğü ölümsüzlük reçetesini bulmuş gibi bir hali vardır, her zaman genç, her zaman enerjik! Mehmet Öz’ün kendisinden öğreneceği çok şey olmalı:) Yıllar önce, AKM’de bir konserde görmüştüm kendisini. Görmek derken, tuvaletteki büyük aynaların önünde makyajını tazeleyen iki kadındık! O soldaki aynada, ben sağdaki aynada. İlk anda fark etmemiştim içeri girdiğini, nefis bir parfüm kokusuyla belli etti varlığını. Bir baktım ki hemen yanımda sarışın, çok güzel bir kadın, a aa! Ajda Pekkan bu! Her zamanki gibi çok şık, çok zarif. Karşılıklı gülümseyerek selamlaştık, sonra ikimiz de işimize döndük tekrar. Yüzündeki makyaj malzemesi benim bir yılda tüketebileceğimden fazlaydı sanırım ama muhteşem görünüyordu. Nasıl bir insandır bu diye derin düşüncelere daldığımı hatırlıyorum. Gençlik nektarından içmiş gibi görünmesinin tek sebebi herhalde onca operasyon değildir, hele de her tür cerrahi müdahalenin aynı zamanda hiç de azımsanmayacak oranda ıstıraba ve hasara yol açtığı düşünülecek olursa! Yok, hayır, Ajda Pekkan’ın ruhuyla ilgili bir durum olmalı bu. Artık nasıl bir ruhsa bu, hayata nasıl bakıyorsa, sımsıkı sarılmış dünyaya, Ajda Pekkan her daim canavar gibi! O sihirli nektar, içinde kaynayıp kendine yol bulmaya uğraşırken sesini de köpük köpük yıkayıp arıtıyor olmalı ki, sesi pırıl pırıl halâ! Kristâl berraklığında söylüyor şarkıları, hakkını vererek. Üstelik, meselâ Sertab Erener gibi, oktavlar arası gezintilerini rehber eşliğinde yapılan şehir turlarına çevirmeden, gözümüze kulağımıza sokmadan. Elbette tamamen kişiseldir bu söylediklerim ya da Ajda Pekkan hayranlığım; sevmeyeni, tahammül edemeyeni de çoktur. Gariptir, Nükhet Duru’yu da çok severim, severdim. Onun durumu daha bir vahim. “Ben Gene Sana Vurgunum” ya da “Melankoli” gibi şarkıları söylemiş, sonra yoldan çıkmış! Gerçi o ne yapsın, içinde, Yaman Okay için yazılmış “Adamların Adamı” ya da “Geberiyorum” gibi muhteşem bir şarkının -Nazım Hikmet’in bir şiiridir sözleri- bulunduğu “Nükhet Duru” diye bir albüm yaptı, albümü bilen yok gibidir. Baktı ki satmıyor, “Mahmure” deyip göbek atmaya başladı, dudaklarını silikonla şişirip vamp kadın pozlarına girdi. (meğer “Mahmure”, “Nükhet Duru” albümünden önceymiş, düzeltelim. Ancak bir daha “Geberiyorum” gibi bir şarkı söylemediğine göre, kronolojisi şaşmış doğru bir tespit olarak bakabiliriz duruma.) Ah, arada Zerrin Özer’i de anmak gerek aslında heba edilen sesler arasında, neyse ona hiç girmeyeyim şimdi, o başka zamana kalsın. Bugün, http://www.ajdapekkan.us adresini keşfettim bir şekilde, Ajda şarkıları dinleyebiliyorsunuz, ki dinliyorum saatlerdir. Hiç bilmediğim şarkıları çıkıyor arada, bu da varmış, bak sen diyorum. Mesela, Jose Feliciano’nun meşhur “Rain”ini hem Türkçe, hem de Yunanca söylemiş, pek hoşuma gitti. Sonra, bir ara, “Palavra! Palavra!” çalmaya başladı, ne zamanlardır dinlememiştim, keyifle dinledim Cüneyt Türel’li şarkıyı. Bileniniz bilir, erkek laflarını hazırlamıştır, sayar sayar, mangalda ne köz kalır ne kül; kadın sadece “palavra!” der. Arada, aslında “pet’r oil” olup, “aman petrol, canım petrol!” diye bildiğimiz şarkı da çaldı. Hani, milli mesele haline getirdiğimiz Eurovision Şarkı Yarışması’na, büyük umutlarla gönderdiğimiz eser. Ajda, yarışma gecesi belki de hayatının en tutuk sahne performanslarından birini sergilemiş, milletimizi hüsrana uğratmıştı. Öyle bir tantana kopmuştu ki, Ajda bu hezimetten sonra ortadan kayboldu, bu yazıda özenle anmamaya çalıştığım -gelin görün ki anmadan da olmayacak!-, kendine has, neredeyse “kitsch” diyebileceğim konuşma tarzı üzerinde onulmaz etkiler bırakan Fransa’da yaşadı bir dönem. Neyse ki, zümrüd-ü anka genleri de varmış, yine çıktı ortaya şarkılarıyla! Daha söylenecek çok şey var Süperstar için; filmleri, akla ziyan lafları, kaprisleri, Olimpia maceraları vs… vs… Şimdilik bu kadar olsun benden, o şarkı söylemeye devam etsin ama:) Jülide Kayaş